Yaz Tatilinde Ekran Süresi Yeniden Değerlendirilmeli! Çocukların Ruhsal Sağlığını Korumanın Yolları

Tatil dönemi, çocukların okul stresinden uzaklaşarak ruhsal denge ve sinir sistemlerini yeniden düzenlemeleri için önemli bir süreçtir. Ancak ekran kullanımı bu doğal iyileşmeyi olumsuz etkileyebilir. Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura, yaz aylarında çocukların ekranlarla olan ilişkisi üzerine dikkat çeken uyarılarda bulunuyor ve aileler için faydalı öneriler paylaşıyor.

Yaz Tatilinde Ekran Süresi Yeniden Değerlendirilmeli! Çocukların Ruhsal Sağlığını Korumanın Yolları

Yaz tatili, çocukların okul döneminde maruz kaldıkları akademik baskılar, performans zorlukları ve yoğunlukların ardından bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak yeniden toparlanabilmeleri için mükemmel bir yenilenme dönemidir. Ancak uzmanlar, bu sürecin uzun süre ekran başında geçirilen zamanlarla olumsuz etkilenebileceğinin altını çiziyor. Bu nedenle ailelere, çocuklarının yaz aylarında ekranla olan ilişkisini dengelemeleri, doğada vakit geçirmeleri, oyun oynamaları ve sosyal bağlarını güçlendirecek alternatif etkinliklere yönelmeleri tavsiye ediliyor.

Çocukluk döneminde duygusal dengenin, duyusal bütünlüğün ve ruhsal sağlığın temelini atan beyin yapılarının geliştiğini belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura, “Tatil dönemleri, çocukların okul, ödev ve beklenti baskılarından uzaklaştıkları kritik zamanlardır. Bu süreç, beyin ve sinir sisteminin işlevlerinin yeniden düzenlenebilmesine olanak tanır. Bu zamanlar iyi değerlendirildiğinde, çocuklar doğayla, bedenleriyle ve sosyal ilişkileriyle etkileşim kurarak akademik dönemin getirdiği stresi geride bırakabilirler. Fakat ekran kullanımı bu doğal süreci olumsuz etkileyerek dışsal bir dopamin bombardımanı yaratmaktadır,” diyor.

yeni-proje-35.jpg

DİJİTAL DETOKSUN GEREKLİLİĞİ

Bugünlerde ekranların, çocukların can sıkıntısı veya zor anlarla başa çıkamadıkları durumlarda hızlı bir tatmin kaynağı haline geldiğini ifade eden Uzm. Dr. Merve Cura, bu durumdan başa çıkmanın yollarından biri olarak dijital detoksun önemini vurguluyor. “Can sıkıntısı, gerçek oyunun ve yaratıcılığın kökenidir. Dijital detoks, çocuğun ‘boş kalabilme, hiçbir şey yapmadan durabilme ve kendi kendini eğlendirebilme yeteneğini’ yeniden kazanmasını sağlar. Tatil döneminde ekranı kapatmak, çocuğun ‘dikkatini’ değil, sinir sistemi üzerinden ruhsal dengesini de destekler.” diyor. Böyle bir sürecin çocuklara, yetişkinliklerinde de kullanabilecekleri alternatif yöntemleri keşfetme fırsatı sunduğunu belirten Cura, ekranı tamamen yasaklayacaklarına doğa, oyun, ritüel ve sosyal ilişkiler gibi besleyici unsurlar koymanın daha faydalı olacağını vurguluyor.

UZUN SÜRE EKRANA MARUZ KALMANIN ETKİLERİ

Uzun süre ekran başında kalan çocukların sinir sisteminde bazı etkilerin görülebileceğini belirten Uzm. Dr. Merve Cura, bu durumda çocuğun otonom sinir sisteminin, sempatik sinir aktivitesinin baskın hale geldiğini ifade ediyor. “Huzursuzluk, uykuya dalmada zorluk, aşırı tepkisellik ve sürekli tetikte olma durumu sıkça yaşanan belirtiler arasındadır” diyen Cura, dijital detoksun yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda fizyolojik bir denge sağladığını vurguluyor. Bu süreç, çocukların içsel ritimlerini yeniden oluşturmalarına, boş zamanlarında kendileriyle kalabilme ve etkinlik yapabilme yeteneklerini geliştirmelerine, ayrıca bedensel anlamda gevşemelerine de katkı sağlamaktadır. “Ancak unutulmamalıdır ki, burada önemli olan ekranı tamamen yasaklamak değil; bunun yerine sosyal ilişkiler, doğa etkileşimleri, oyun ve ritüellerle zenginleştirmektir” ifadelerinde bulunuyor. Dijital detoksun çocukların ruhsal sağlığını ve sinir sistemini destekleyici bir şans sunduğunu belirtiyor.

EKRAN BAĞIMLILIĞI VE POTANSİYEL RİSKLERİ

Uzm. Dr. Merve Cura, ekran kullanımının çocuklar için yalnızca bir eğlence unsuru ya da teknoloji aleti olmadığını ifade ediyor. “Zamanla ekran, çocuğun duygusal dengesini sağlamak için bir araç haline gelebilir. Bu noktada ‘Çok mu izliyor?’ gibi sorular sormak yerine, ‘Neden bu kadar huzuru sadece ekranla buluyor?’ demek daha önemlidir” diyor. Cura, ekranla olan ilişkiyi analiz ederken bazı davranışların risk işareti olabileceğini ve bu davranışların altında yatan psikolojik sebeplerin incelenmesi gerektiğini vurguluyor.

“Uyku düzeninin bozulması, yemek saatlerinin kayması hatta tuvalet ihtiyacının ertelenmesi, çocuğun beden ritminin dijital ritme teslim olduğunu gösterir,” diyen Cura, ekran kapatıldığında gerçekleşen öfke patlamalarının veya panik tepkilerinin ekranın bir oyun değil, kaygıyı yatıştıran bir unsura dönüştüğünün işareti olduğunu dile getiriyor. Ayrıca sosyal geri çekilme, ekran karakterlerine aşırı bağlılık ve sanal başarılarla özdeşleşme gibi durumların da çocuğun gerçek dünyadan uzaklaştığını gösterdiğine dikkat çekiyor.

Bu sinyalleri yalnızca bir bağımlılığa değil, çocuğun içsel dengesini koruma çabası olarak değerlendiren Cura, “Burada asıl sormamız gereken şu: Çocuk dışarıda neyle dinginleşebiliyor, nasıl kendi ruh halini dengeleyebiliyor? Hangi ihtiyacını ekranla karşılıyor: Yalnızlık, güven arayışı, kontrol hissi veya sadece bir kaçış mı?” ifadelerini kullanıyor.

ANLAYIŞA DAYALI YAKLAŞIM

Ekranla ilişkide riskli davranışlar görüldüğünde ilk adımın kısıtlama değil, anlayışla yaklaşmak olduğunu belirten Uzm. Dr. Merve Cura, “‘Neden bu kadar çok ekrana bakıyor?’ değil, ‘Hangi duygusal ihtiyaçlarını karşılıyor?’ sorusunu sormak gereklidir” diyor. Cura, bir çocuk ekranı kapatmak istemiyorsa genellikle gerçek yaşam sorunlarıyla yüzleşmeye hazır olmadığını gözlemleyebilmek gerektiğini ekliyor. “Belki yalnızlığını, sosyal zorluklarını ya da öfkesini sadece orada bastırıyor” diyor.

Bu noktada, ekranı yalnızca sınırlandırmanın yeterli olmayacağını ifade eden Cura, “Ekranı elden çıkarırken yerine ne koyduğunuz çok önemli. Sessizlik, doğa, oyun, hikâye ve ritüel gibi ilişkisel ve bedensel deneyimler, çocuğun dış dünyaya yeniden bağlanmasına yardımcı olur.” diyor. Ekranın çocuğun duygusal dünyasında bir destek mekanizması haline gelmişse, ani bir yasaktan kaçınılması ve bu boşluğun sağlıklı yollarla nasıl doldurulabileceğinin düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. “Ekranın, çocuğun ruhsal dengesini koruyan bir ‘psikolojik koltuk değneği’ haline geldiği durumlarda, o ekranı hemen kapatmak yerine, çocuğun yeniden kendi içsel bağlarını kurmasına yardımcı olacak yolları bulmalıyız.”

DOĞANIN VE FİZİKSEL AKTİVİTENİN ÖNEMİ

DoktorTakvimi uzmanlarından Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzm. Dr. Merve Cura, doğa, yürüyüş ve fiziksel oyunların çocukların bedensel farkındalıklarını, duygularını ve dikkatlerini düzenlemede olumlu bir etki yarattığını açıklıyor. Özellikle ekran bağımlılığı riski taşıyan çocuklar için doğanın önemli bir iyileştirici kaynak olduğunu vurguluyor. Cura, çocukların doğada oynarken hem bedensel hem de ruhsal olarak tazelendiğini, ebeveynleriyle yaptığı yürüyüşlerin ise bu dönüşüm sürecinde büyük öneme sahip olduğunu ifade ediyor.

Ailelere doğayı birlikte keşfetmelerini, yürüyüşlerde acele etmeden durup çevrelerini gözlemlemelerini ve doğayı oyunlarla canlandırmalarını öneren Cura, yürüyüş sonrası birlikte sessiz bir nefes almanın veya taş toplayarak oynamanın çocuğun hem duyusal hem de zihinsel gelişimini destekleyeceğini belirtiyor. Ayrıca çocuklara “Ağaçların arasında yürüyüş yaparken ne hissediyorsun?” gibi anlamlı sorular sorarak iç dünyalarına yönelik derin bir bağ kurmanın önemine dikkat çekiyor. Cura, doğanın yavaş ama etkili bir dönüşüm gücüne sahip olduğunu ve birlikte yürüyen ailelerin yalnızca mesafe kat etmekle kalmayıp birbirlerine daha da yakınlaştığını dile getiriyor.