Arsa Yatırımcıları Hayal Kırıklığına Uğradı! Umutlar Suyuu Tuttu!
Metaverse evreninde "internetin geleceği" olarak görülen sanal arsa çılgınlığı, hızla hayal kırıklığına dönüştü. "Kaçırırsam üzülürüm" düşüncesiyle dijital dünyada arsa edinen birçok kişi, beklediği kazancı elde edemedi. Yatırımları, yüzde 95'e kadar düşüş yaşadı.

Bir zamanlar bazı kişiler tarafından "internetin geleceği" olarak değerlendirilen Metaverse üzerindeki sanal arsa alım satımları, yatırımcıların umutlarını boşa çıkardı. Dünya genelinde dijital haritalar üzerinde parsel parsel satışa sunulan bu sanal mülkler, “fırsatı kaçırırsam çok pişman olurum” düşüncesiyle yüzlerce kişinin ilgisini çekti. Ancak bu yatırımcılar, yıllar geçtikçe bekledikleri kazancı bir türlü elde edemediler.
Yıllar içinde değeri çok artacak beklentisiyle yapılan yatırımlar, günümüzde birçok kişi için bir hayal kırıklığına dönüşmüş durumda.

2020 YILINDA TANINMAYA BAŞLAMIŞTI
Gelişmiş gerçeklik teknolojisi "metaverse", 2020 yılının sonlarına doğru Türkiye'de ve dünya genelinde herkesin gündemine girmeyi başardı.
Önceden pek bilinmeyen sanal para birimi bitcoin ile ciddi kazançlar elde eden bireyler, bu mülk yatırımlarını da değerlendirmek adına "metaverse" sanal ortamlarında mülk satın alımına büyük ilgi gösterdi. Ancak, yatırımcıların ödediği bedellerin beklentilerinin altında kalması, bu süreçteki kârlılığın gelecekte ne olacağı konusunda belirsizlik oluşturuyor.
Bilişim uzmanı Osman Demircan, Metaverse üzerindeki arazilerin başlangıçta kripto paralardan pek de farklı olmadığını belirtti.

"CİDDİ BİR SPEKÜLASYON BALONU"
İnsanların, "NFT" olarak satılan sanal arazilerin gelecekte kripto para gibi değerleneceği umuduyla bu mülkleri satın aldığını söyleyen Demircan, bunun bitcoinin getirdiği en büyük olumsuzluklardan biri olduğunu ifade etti. "Bitcoin büyük bir fırsattı ama pek çok kişi bunu fark edemedi. Sadece elinde bulunduranlar bu durumu değerlendirip kazanç sağladı. Bu nedenle insanlar sanal dünyada parasal olarak değerli olan her şeyin çevresinde dolaşıyorlardı. Ancak bu durum ciddi bir spekülasyon balonuna neden oldu. 2022-2023 yıllarında 'metaverse' arazi fiyatları yüzde 80-95 oranlarında düştü. Araziler 100 dolara satılırken, şu anda ücretsiz olsa bile alıcı bulmak çok zor." diye ekledi.
Demircan, bazı yatırımcıların dolandırıldığını da aktararak, konuya şöyle devam etti:
"Bazıları, 'metaverse' gibi gösterilen ancak aslında ona benzemeyen alanlardan mülk aldılar. Sonrasında bu sanal değerleri kripto paralar karşılığında satmaya çalıştılar ama kaybolan dolandırıcılara denk geldiler. Bunun en büyük sebeplerinden biri, herkesin 'metaverse' evrenleri oluşturabiliyor olmasıydı. O dönem bu spekülasyonlar son derece yoğun bir şekilde yürütüldü. Piyasa balonu patlayınca, geç kalan yatırımcılar ya da ellerindeki mülkleri satamayanlar büyük zararlar yaşadı. İstanbul’da köprü satışları yapılıyordu. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, 10 farklı sunucudan satılıyordu. Yani bu durum, birçok sunucuya işaret ediyordu. Birisi satın aldıktan sonra birden kayboldu çünkü sunucular kapandığında tüm veriler yok oldu." dedi.

Demircan, bu sanal alandan arazi edinmenin hiçbir zaman kazanç sağlamayacağını, spekülatörler ve bazı medya kuruluşları tarafından abartıldığını ifade etti.
Sanal ortamda bazı mülklerin hala sahiplerinde bulunduğunu ancak şu anki satış fiyatlarının orijinal bedellerinin çok altında olduğunu belirten Demircan, "Örneğin, Beşiktaş Stadı'nı 1000 dolara kripto parayla aldıysa, bugünkü değeri çok daha düşük seviyelerde. Bu yatırımın yüzde 95’e varan bir değerde kayba uğradığı görünüyor. Müsaade etseler bile, ciddi bir değer kaybıyla karşı karşıya kalacaklar. Ayrıca gerçekten alıcı bulacaklarından da emin değilim." diye belirtiyor.
Kripto varlıklar uzmanı Melis Asena Özkan, koronavirüs pandemisi sırasında insanların internet üzerinden gayrimenkul alım satımına yönelik ilgi geliştirdiğini ve bu süreçte yapay zeka teknolojilerinin etkisini artırdığını söyledi.

Özkan, "Metaverse" kavramının, dijitalleşmeye geçiş döneminde sunulmaya başlandığını ve bu dönemde hızla popülaritesinin arttığını belirtti. Özkan, şu açıklamalarda bulundu:
"'Metaverse', aslında blok zinciri teknolojisi üzerine inşa edilmiş bir platform. Projenin vaadi, 'Bir şehir kuracağız. Bu şehirde yer alan dükkanları satın alırsanız, kira geliri elde edeceksiniz. Arsa alırsanız, endekslendiğinde size ek gelir sağlayacağız.' şeklindeydi. Sürekli olarak pasif gelir getirici bir yatırım aracı olarak sunulmaya çalışıldı. O dönemde bu alana olan ilgi oldukça fazlaydı. Örneğin, liman kenti projesi vardı. Bir arkadaşım, 40 bin dolara bir gemi satın aldı ama şu an değeri 1000 doları bile bulmuyor. Bu tür projeler, kripto varlıklarla finansman sağlanarak destekleniyor. 'Metaverse' projeleri ortaya çıktıkça, aynı zamanda kripto paralar alım satım platformlarında bu projelerin 'token'ları da listelenmeye başlıyor. 'Metaverse' yaygınlaştıkça, hem projeye yatırım yapmak hem de önceden katılmak için bu mülkleri aldılar. Ne yazık ki, henüz tam oturmuş bir platform ve sektör olmadığı için pek çok kişi mağdur oldu.

Özkan, piyasanın "ayı dönemi" olarak adlandırılan ve "metaverse"nin etkisinin azaldığı bir sürece girdiğini kaydetti.
Bu süreçte uyum sağlamakta zorlanan projelerin yatırımcılarını zor durumda bıraktığını dile getiren Özkan, "Ancak halen devam eden projeler mevcut. 'Metaverse' projelerinin hala yatırım aldığını ve fiyatlandırıldığını gözlemliyoruz." şeklinde bilgi verdi.
Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Nurullah Mahmut Dündar da "metaverse" projelerinin ortaya çıktığı dönemde "Sanal dünyada yerini hemen al" gibi reklam kampanyalarıyla insanlar üzerinde bir heyecan yaratıldığını vurguladı.
Bu kampanyaların insanların ne satın aldığını anlamadan büyük alımlar yapmasına neden olduğunu belirten Dündar, “Fırsatı kaçırma korkusu” yaratıldığını ifade etti. "Türkiye'de de bu imkânı değerlendirmek isteyen farklı girişimler oldu. İstanbul'u "metaverse" evrenine aktardılar. İstanbul'daki sanal mülkler de çok yüksek fiyatlarla satıldı." dedi.

Dündar, Türkiye'ye özgü özel projelerle ilgili şunları dile getirdi:
"Örneğin, İstanbul'da yaşayan biri, yaşadığı evin arazisini 'metaverse'den almak istedi. Gelecekte orada bir hak kaybı yaşayacağını düşündü ve İstanbul'un en değerli bölgelerinden uygun fiyatlı alım yapma düşüncesiyle bu durumu değerlendirdi. 'En azından fiziksel mülk alımı yerine dijital alternatifini yapalım. Bu dijital fırsatı kaçırmayalım, bambaşka bir dünyaya giriyoruz.' şeklinde bir algı yaratıldı. Bu düşünceyle birçok insan satın alma işlemi gerçekleştirdi.”
Dündar, satışlar başladığında insanlara sanal arazilerin gelecekte mağduriyet yaratabileceğini anlatmaya çalıştığını ifade etti.
İnsanlara hayali bir gelecek sunulmasının altını çizen Dündar, "Bu mülklerde sanal dükkanlar açacak, kiraya verecek, etkinlikler düzenleyecek ve kira gelirleri elde edeceksiniz" gibi vaadlerde bulunulduğunu vurguladı. Bazı küresel markaların, bankaların, siyasi grupların ve büyük şirketlerin bu alanlarda varlık göstermesi teşvik edici bir rol üstlendi. Ancak bu platformların çoğu yeterli kullanıcı tutmayı başaramadı. Sonuç olarak, arazi sahipleri de mülklerini satacak alıcı bulamadıkları için zarar ettikleri bir duruma düştü." diyerek sözlerini tamamladı.